Ayetel Kürsi

Ayetel Kürsi hakkında Hadisi Şerif; "Yatağa girdin mi Ayetel Kürsi'yi sonuna kadar oku. Bunu yaparsan Allah senin üzerine muhafız bir melek diker, sabah oluncaya kadar sana şeytan yaklaşamaz."

 

Abese Suresi Elmalılı Hamdi Yazır Meali (Abese Sûresî)

عَبَسَ وَتَوَلَّى. (١)

1-) (Peygamber) Yüzünü ekşitti ve döndü.

أَنْ جَاءَهُ الْأَعْمَى. (٢)

2-) Kendisine âmâ geldi, diye.

وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكَّى. (٣)

3-) Ne bilirsin, belki o temizlenecek?

أَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ الذِّكْرَى. (٤)

4-) Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek.

أَمَّا مَنِ اسْتَغْنَى. (٥)

5-) Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,

فَأَنْتَ لَهُ تَصَدَّى. (٦)

6-) Sen ona yöneliyorsun.

وَمَا عَلَيْكَ أَلَّا يَزَّكَّى. (٧)

7-) Onun temizlenmemesinden sana ne?

وَأَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعَى. (٨)

8-) Ama sana can atarak gelen,

وَهُوَ يَخْشَى. (٩)

9-) Allah'tan korkarak gelmişken,

فَأَنْتَ عَنْهُ تَلَهَّى. (١٠)

10-) Sen onunla ilgilenmiyorsun.

كَلَّا إِنَّهَا تَذْكِرَةٌ. (١١)

11-) Hayır hayır, sakın. Çünkü o Kur'ân bir öğüttür.

فَمَنْ شَاءَ ذَكَرَهُ. (١٢)

12-) Artık dileyen onu düşünür.

فِي صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍ. (١٣)

13-) O, değerli sahifelerdedir.

مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍ. (١٤)

14-) Yüksek tutulan tertemiz sahifelerde.

بِأَيْدِي سَفَرَةٍ. (١٥)

15-) Yazıcıların ellerindedir,

كِرَامٍ بَرَرَةٍ. (١٦)

16-) Değerli, iyi yazıcıların.

قُتِلَ الْإِنْسَانُ مَا أَكْفَرَهُ. (١٧)

17-) O kahrolası insan, ne nankör şey.

مِنْ أَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُ. (١٨)

18-) O yaratan onu hangi şeyden yarattı?

مِنْ نُطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ. (١٩)

19-) Bir damla sudan, onu yarattı da biçime koydu.

ثُمَّ السَّبِيلَ يَسَّرَهُ. (٢٠)

20-) Sonra ona yolunu kolaylaştırdı.

ثُمَّ أَمَاتَهُ فَأَقْبَرَهُ. (٢١)

21-) Sonra onu öldürdü de kabre koydurdu.

ثُمَّ إِذَا شَاءَ أَنْشَرَهُ. (٢٢)

22-) Sonra dilediği vakit onu tekrar diriltir.

كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا أَمَرَهُ. (٢٣)

23-) Hayır hayır, doğrusu o, hiç Allah'ın emrini tam yerine getirmedi,

فَلْيَنْظُرِ الْإِنْسَانُ إِلَى طَعَامِهِ. (٢٤)

24-) Bir de o insan yiyeceğine baksın.

أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا. (٢٥)

25-) Biz o suyu bol bol döktük.

ثُمَّ شَقَقْنَا الْأَرْضَ شَقًّا. (٢٦)

26-) Sonra toprağı nasıl da yardık.

فَأَنْبَتْنَا فِيهَا حَبًّا. (٢٧)

27-) Bu suretle orada ekinler bitirdik.

وَعِنَبًا وَقَضْبًا. (٢٨)

28-) Üzümler, yoncalar,

وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا. (٢٩)

29-) Zeytinlikler, hurmalıklar,

وَحَدَائِقَ غُلْبًا. (٣٠)

30-) İri ve sık ağaçlı bahçeler,

وَفَاكِهَةً وَأَبًّا. (٣١)

31-) Meyveler, çayırlar bitirdik.

مَتَاعًا لَكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ. (٣٢)

32-) Siz ve hayvanlarınız faydalansın diye.

فَإِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ. (٣٣)

33-) Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde,

يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ. (٣٤)

34-) O gün kişi kaçar, kardeşinden...

وَأُمِّهِ وَأَبِيهِ. (٣٥)

35-) Anasından , babasından..

وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِ. (٣٦)

36-) Eşinden ve oğullarından.

لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ. (٣٧)

37-) Onlardan her birinin o gün başından aşan işi vardır.

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌ. (٣٨)

38-) Yüzler var ki, o gün parıl parıl,

ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌ. (٣٩)

39-) Güler, sevinir.

وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ. (٤٠)

40-) Yüzler de var ki, o gün tozlanmış,

تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ. (٤١)

41-) Onları karanlık bürümüş,

أُولَئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ. (٤٢)

42-) İşte onlardır kâfirler, haktan sapanlar.

Diğer Sitelerimiz



Arapça Latin harf Arapça okumada zorluk çekenlere kolaylık olması açısından konulmuştur. En kısa zamanda ses dosyaları da eklenecektir.

İletişim